Avrupa Komisyonu2015 yılında dijital girişimciliği “yeni dijital teknolojiler ve/veya bu tür teknolojilerin yeni kullanım alanlarını geliştirerek yeni işler ortaya koymak veya var olan işlerin dijitalleşmesini sağlamak” olarak tanımlamıştır. Tanıma bakıldığında iki boyut ortaya çıkmaktadır. Yeni dijital teknolojiler geliştirmek ve geleneksel işleri dijital ortama taşımak. Peki burada önemli bir soru sormak lazım. Bütün bu gelişmeleri hayatımıza kazandıran girişimciler ne kadar dijital? Ya da daha doğrusu ne kadar dijital hizmetlerden faydalanabiliyor? Hala hayatımızda dijitalleşmeye ve çevrimiçi platformlarda ihtiyaç duyduğumuz daha çok mal ve hizmetlere erişim ihtiyacımız devam etmektedir. Hayatımıza her gün dijital girişimler giriyor ancak girişimcilik süreçlerinin kendisi ne kadar dijital?
Dünyadaki nüfusun yaklaşık %50’si düzenli internet bağlantısına sahiptir. Sosyal medya başta olmak üzere, iş, sağlık, eğitim, iletişim, e-ticaret vb. yazılımları kullanarak hayatımızın büyük bir kısmı zaten dijitalleşmiş durumda. Ancak bu durum dijital hayat geleneksel hayat tarzımızı kolaylaştırıyor gibi geçiştirilecek basit bir husus değildir. Hayatımızın son 30 yılına baktığımızda artık hiç de eskisi gibi yaşamadığımızı ve yaşayamayacağımızı açık bir şekilde görürüz.
2020 ile birlikte Coronavirus kaynaklı Covid 19 salgını bir yandan dijitalleşme sürecini hızlandırırken bir yandan da var olan dijital hizmetlerin daha çok farkına varmamızı ve kullanmamızı sağladı. Kafamızdaki yerleşik iş ve işyeri kavramı bile kısa süre içinde değişmeye başladı. Önceleri iş yerine gitmeden asla olmaz denilen bir çok süreç artık dijital teknolojilerin yardımıyla mekan farketmeksizin takip edilebilmektedir. Sosyal mesafe, izolasyon gibi tedbirler daha önce fark etmediğimiz düzeyde çevrimiçi, uzaktan yazılı, sözlü ve görüntülü iletişimlerin hayatımız için artık ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Üretim sektöründe çalışanların aktif bir şekilde iş hayatına devam ettiği görülse de yakın gelecekte IoT, makine iletişimi, 5G gibi teknolojiler dijitalleşmeyi zorunlu hale getirecek ve bu trende ayak uyduramayanların rekabet ortamında var olmaları imkansız hale gelecektir. Bu durum üretimin de büyük ölçüde insansız yapılacağı anlamına gelmektedir. İnsanlar bizzat iş yerinde çalışmak yerine web ve mobil teknolojiler sayesinde süreci takip eden ve yöneten tarafta kalacaktır.
Bütün bu trendlerin belirleyicisi ise girişimcilerdir. Yeni bir dijital teknolojinin ve hizmetin hayatımıza girmediği gün artık neredeyse yoktur. Her geçen gün insanların yerinden kalkmadan işlerini yürütebilecekleri yeni teknolojiler ve hizmetler hayatımıza giriyor. Bütün alışverişimizi internet üzerinden yapabildiğimiz gibi hizmetlere erişim gücümüz de her geçen gün artıyor. Bir tarafta kamusal hizmetler, e-dönüşüm projeleri erişilebilir duruma gelirken bir taraftan da yayıncılık, haber servisleri, eğitim, akademik faaliyetler ve hatta temizlik, boya, tamirat işleri ve hizmetleri bile uçtan uça planlanarak ayağımıza hatta elimizdeki mobil cihazlara kadar gelmiş durumda.
Genelde nihai kullanıcılar olarak başarılı girişimlerin ürün ve hizmetlerini sıklıkla kullanmaya başlıyoruz. O işleri kuran girişimcilerin süreçte karşılaştıkları bariyerler, izlemek zorunda oldukları süreçler, harcadıkları paralar, çektikleri çileleri pek çoğumuz bilmeyiz. Çünkü genellikle ürün ve hizmet odaklı bir bakış açımız vardır. Bu da doğaldır. Bir girişimci iş fikri ile ilgili bütün ön hazırlıkları bitirdiğinde bile şirket kurma aşamasında çeşitli zorluklarla karşılaşmaya başlar. Hangi tür şirket kurmalıyım? Vergilendirme türleri nelerdir? Hangisi yapacağım işe göre daha avantajlı? Şirket ana sözleşmesi nasıl yazılır? Gelecekte karşıma nasıl çıkar? Adım adım şirket kurma süreçleri nelerdir? gibi çok sayıda sorunla mücadele etmeye başlar. Çünkü o bilgi yumağı kendi yapacağı asıl işten çok farklı bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte şirket kuruluş işleminden sonra da arka plandaki iş süreçlerinin takip edilmesi de ayrı birer sorun yumağıdır. Girişimcileri yavaşlatır ve hantallaştırır. Gider faturalarının toplanması, muhasebe işlemlerinin takip edilmesi, vergi yönetimi, personel yönetimi, müşteri yönetimi, pazarlama ve satış faaliyetleri gibi süreçler bazen asıl ürün ve hizmetin önüne geçebiliyor.
Dijital girişimcilik ne kadar önemliyse girişimciliğin dijitalleşmesi de bir o kadar önemlidir. Girişimcilerin arka plan işlerini sağlıklı ve dijital bir şekilde yönetebilmesi için ihtiyaç duyduğu tüm araçların elinin altında olması gerekmektedir. Ofis kullanımı esnekleşmeli ve bütün iş süreçleri dijital ortamlardan yönetilebilmeli ve bu platformlara erişim kolay olmalıdır. Synergia girişimciliğin pek görünmeyen bu yönünü girişimciler için yönetme ve onların işini kolaylaştırma, maliyetlerini azaltma ve girişimciliğin önündeki bariyerleri ortadan kaldırmak için kurulmuş önemli bir platformdur. Synergia’nın sunduğu hizmetlerle birçok arka plan işi kolaylıkla çözüme kavuşur. Ayrıca girişimciler bu hizmetlere Synergia’nın web portalı üzerinden erişir ve kolaylıkla satın alabilir. Bu sayede güvenilir fiziksel, dijital ve entelektüel hizmetlere ne zaman ihtiyaç duysa kısa yoldan erişme imkanına sahip olur.
Bütün iş camiasına hayırlı olmasını ve yeni bir soluk getirmesini dilerim.
